

Yaşam maliyetlerinin yükselmesi, düşük gelirli vatandaşların geçim mücadelesini her geçen gün daha da zor hale getiriyor.
Asgari ücretin temel ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını dile getiren bireyler; kira, elektrik, gıda ve diğer zorunlu harcamalardaki sürekli artış nedeniyle ekonomik olarak büyük bir çıkmaz içinde olduklarını ifade ediyor.
Üniversite mezunu olup meyve satıcılığı yapan Muhammet Yıldız, şu şekilde konuştu:
“Sabahtan akşama kadar tezgahımdaki meyvelerin 3-4 kilosunu satamıyorum. Maalesef asgari ücret yetmiyor. Kiralar oldukça yüksek. Örneğin, 25 bin liradan başlıyor. Dükkanların durumu da benzer. Elektrik faturası 4-5 liradan başlıyor. Tek bir kişi yetmiyor, işler biraz zor. Ben 26 yaşındayım, okul okudum, üniversiteyi bitirdim ama şimdi meyve satıyorum. Zor bir durum.” dedi.
Abdulbari Özdemir de şu sözleri dile getirdi:
“Türkiye'de verimlilik çok yüksek, verimli topraklarımız ve madenlerimiz mevcut. Fakat insanlarda para yok. Bu sebeple para dönmüyor ve herkes birbirine muhtaç bir şekilde bakıyor. Ekonomiyi sorarsanız, düzelme ihtimali yok.
Ekonominin düzelmemesinin nedeni, bu durumda insanlar insan gibi yaşayacaklar ve haklarına sahip çıkacaklar. Bu durum bazıları için hoş olmayabilir. Bu yüzden ekonomi düzelmeyecek. Aksi takdirde Türkiye, mevcut kaynakları kullanarak çok iyi bir noktaya gelebilir. Türk vatandaşı ya da iş insanları bu kaynakları işlediğinde para döngüsü sağlanacaktır.”
'Çocuğum İki Gün Okula Gidemiyor'
Kadir Solhan, “Her şey zamlandı. Artık kimse kendini bile besleyemiyor. Eskiden bir kişi çalışır, on kişiyi beslerdi. Şimdi on kişi çalışıyor ama yine de bir kişiyi bile besleyemiyor. Kendini dahi idare edemiyor. Şeker alıyoruz, çay bitiyor. Çay alıyoruz, yağ bitiyor. Geçim oldukça zorlaştı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Nereye kadar zam yapılacak? Çocuğum iki gün okula gidemedi, ona bir ayakkabı bile alamıyoruz.” şeklinde tepkisini ifade etti.


