

20'li, 30'lu ve 40'lı yaş gruplarındaki bireylerde kanser vakalarının sayısı hızla artış göstermektedir. Araştırmacılar, bu artışın sebeplerini henüz tam olarak açıklayamamış olsalar da, uzmanlar yaşam tarzı değişikliklerinin riskin azaltılmasında büyük bir rol oynadığı konusunda hemfikirdir.
Amerikan Kanser Derneği'nden (ACS) Dr. Arif Kamal, Washington Post'a yaptığı açıklamada, yıllar boyunca kanserin “kötü şans ya da genetik miras” olarak algılandığını, ancak son araştırmaların çevresel faktörlerle birlikte günlük alışkanlıkların da önemli olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor.
Kamal, 20'li ve 30'lu yaşlarda alınan önlemlerin gelecekte kanser riskini düşürmede belirleyici olacağını ifade ediyor. Peki, bu noktada neler yapılabilir?
KİLONUZA DİKKAT EDİN
Derneğin verilerine göre, tüm kanser vakalarının yaklaşık yüzde 40'ı değiştirilebilir risk faktörleri ile ilişkilidir. Bu faktörlerin başında kilo, alkol tüketimi ve sigara gelmektedir.
Dana-Farber Kanser Enstitüsü'nden Dr. Ann Partridge, özellikle meme kanseri konusunda obezite ve alkolün önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Partridge, “Ailenizi seçemezsiniz ama ne yediğinizi, ne kadar hareket ettiğinizi ve ne içtiğinizi kontrol edebilirsiniz.” şeklinde ekliyor.
Amerikan Kanser Derneği'nin genel tavsiyeleri şu şekildedir:
- Düzenli fiziksel aktivite yapın, uzun süre oturmaktan kaçının.
- Sebze, meyve ve tam tahıllarla zengin, dengeli bir beslenme planı oluşturun.
- Kırmızı ve işlenmiş et, şekerli içecekler ve aşırı işlenmiş gıdaların tüketimini sınırlayın.
- Alkolü mümkünse tamamen bırakın; kadınların günde en fazla bir, erkeklerin ise iki bardak içki ile kendilerini sınırlandırması öneriliyor.
Dr. Kimmie Ng, gençlerde giderek artan kolorektal kanser vakalarının yalnızca obezite ile açıklanamayacağını belirtiyor. Birçok genç hastanın kilo sorunu olmadığını vurgulayan Ng, bunun çevresel etkenler ve kimyasallara daha fazla maruz kalma ile ilgili olabileceğini ifade ediyor.
GENETİK RİSKİNİZ VARSA TARAMALARA ERKEN YAŞTA BAŞLAYIN
Uzmanlar, erken teşhisin kişisel ve ailevi risklerin bilinmesiyle mümkün olduğunu söylüyor. Ng, ailesinde kalın bağırsak kanseri ya da ileri düzey polip bulunan kişilerin 45 yaşından önce kanser taramalarına başlaması gerektiğini hatırlatıyor.
Partridge, meme kanseri riskinin regl başlangıcı ve menopoz yaşıyla bağlantılı olduğunu vurguluyor. Uzmana göre, erken regl olmak ve menopozun geç girmesi riskleri artırmaktadır.
BELİRTİLERİNİZİ HAFİFE ALMAYIN
Uzmanlar, rektal kanama, dışkıda kan, ani kilo kaybı, karın ağrısı ve kansızlık gibi belirtilerin görmezden gelinmemesi gerektiğinin altını çiziyor.
Meme kanseri açısından da vücudunuzda meydana gelen değişimlere dikkat etmek kritik öneme sahip. Memenizde ya da koltuk altında geçmeyen kitleler, kalıcı döküntüler veya şekil değişiklikleri varsa bir uzmana danışmanız faydalı olacaktır.
GENÇ HASTALARDA GECİKEN TANI KRİZİ
Teksas'taki MD Anderson Kanser Merkezi'nden Dr. Michael Roth, genç hastalarda tanıların gecikmesinin ciddi bir sorun olduğunu belirtiyor. “Bazı doktorlar, genç birinin kanser olabileceğini düşünmüyor. Bu da teşhisi geciktiriyor ve tedavi şansını azaltıyor.” diyor.
Uzmanlar, özellikle risk grubundaki bireylerin kendi sağlıkları için ısrarcı olmalarını, şüpheli belirtiler ortaya çıktığında tarama ve test talep etmekten çekinmemelerini öneriyor.


